Monday, September 22, 2008

Bunu İnsan Okuyacak

“Bastığın yerin iki ayağının kapladığından daha büyük olamayacağını anlamak ne büyük mutluluktur"
Kafka


7 Eylül Pazar 08 günü, bir haftalık New Yorklu olarak, filmlerden görüp çok özendiğim bir “diner” kahvaltısıyla başladık güne. “Kimsenin bir kahramanlık yapmayı düşünmediği” sıradan bir diner kahvaltısıydı.(Sıradan bir diner kahvaltısı hakkında daha sonra uzun uzun yazacağım.)

Canay’la kahvaltı sonrası eve doğru yürürken bir bakkala uğradık. Benim “bir de New York Times alalım. Resimlerine bakarım” deyip gazete rafına bakmamla göz göze geldik onunla. New York hakkında ki ilk fikirlerim bedene kavuşmuş karşımda duruyordu.

Bir gazete ne kadar şaşırtıcı olabilir ki? Soruya soru ile karşılık vereyim: Bir gazete ne kadar “çok” olabilir ki ?

Aşağıda gördüğünüz iki fotoğrafta, sadece bir gazetenin çeşitli açılardan çekilmiş fotoğrafları. New York Times in pazar baskısı. Hemen söyleyeyim çok ağır. Eve kadar bayağı yordu beni. İlerleyen günlerde üşenmezsem tartmayı düşünüyorum. Fotoğrafta gördüğünüz kalınlığı yalnızca gazetelerden oluştuğunu da sanmayın. İki tane de dergi var bu yığının içinde. Biri Ny Times magazine. Time dengi ama kesinlikle daha kalın bir dergi. Bir de moda dergisi var. O da elli atmış sayfa kadar. Sırf gazete biçiminde olanlar on alti tane. Her biri ortalama sekiz sayfa olsa (ana gazetenin sekiz sayfadan kat kat fazla olduğunu unutma ey okuyucu) 108 gazete sayfası eder. Bizim gazetelere benzemiyor da. Dokuz punto yazılar. Buna dergileri de ekle. Bir hafta da zor okunur.

Gelelim içeriklerine; ana gazeteden ayrı olarak bir sanat gazetesi var. Sinema, konserler ve televizyon için bir eğlence gazetesi var. Bir iş hayatı gazetesi var. Bir tane New York’a özel bir gazete var. Bir tane haber analiz gazetesi var.Bir moda gazetesi var. Ve böyle devam ediyor. “Reklamdır çoğu” diye kaytarma sevgili okuyucu. Reklam da çok makul düzeyde. Yalnızca bir gazete, Ny Times Store adlı gazete, Ny Times`in sattığı hediyelik eşyalar gazetesi. Bu gazeteler de neler yazdığını şimdilik anlayamadığım için içerik hakkında fazla bir şey yazamayacağım. Ama Ny magazine de bir Afganistan makalesi vardı, fotoğrafları çok iddialıydı.

Amerikalıların bu gazetenin ne kadarını okuduklarını şimdilik bilmiyorum.
Blogumu yeni açanlar için tekrarlayalım: “Sevgili Günlük; bugün New York`taki birinci haftam. Bu bir hafta içinde New York hakkında söyleyebileceğim ilk kelime “ÇOK”.

Ve sevgili günlük bugünden itibaren fazla olmadan çok olabilmek üzerine biraz düşünmek istiyorum. Sen de düşün istersen ?

Bu blog vasıtasıyla New York Times yetkililerine sesleniyorum: Bu gazeteyi insan okuyacak…


18 Eylül 08/Brooklyn



Bugün İngilizce ne öğrendım:
talk shop: İşten konusmak, iş hakkında konuşmak:
They just talk shop all the time.

3 comments:

angelica said...

:) Merhaba, Altancim,

Nice blog; say hi to Canay,

Angelica.

yalnizbiropera said...

altancim,
kadim izleyicin olmaya devam:) keyifle...

asli said...

hani american beauty filmindeki çocuğun, hayatın çok güzel olduğu ama o güzelliklere yetişemeyeceğinden korktuğunu anlattığı bir sahne vardır... belki amerikan kültürü böyle özetlenebilir.
o gazetenin tamamını okumak pek çok şey hakkında bir fikir edinmek ama hiçbirini bütünlük içinde değerlendirememek anlamına gelir bence. çünkü insana anlamak için gerekli bağlantıları kurma fırsatını/zamanını/sessizliğini vermiyor kapitalizmin hareketli ve renkli düzeni...