tag:blogger.com,1999:blog-2335116775669100048.post774117685087065097..comments2020-02-20T06:17:24.380-08:00Comments on Bak bu da New York !: Pull ile Pushİstanbul Hatırası F.Mhttp://www.blogger.com/profile/11166630661474854188noreply@blogger.comBlogger10125tag:blogger.com,1999:blog-2335116775669100048.post-17529306708071299052008-11-16T12:48:00.000-08:002008-11-16T12:48:00.000-08:00Facebook aracılığıyla blogunuzu okuyorum ve bir ço...Facebook aracılığıyla blogunuzu okuyorum ve bir çok yerinde gülüyor eğleniyorum. Bu fotoğrafı görünce sadece anı yakalamanın değerini düşünüyorum.<BR/>Ağustos ayında Samsun'da bir günlüğüne paylaştığınız bilgileriniz ışığında bile artık daha farklı bakıyorum her şeye.Pınar Dumluhttps://www.blogger.com/profile/15018615808394006791noreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-2335116775669100048.post-78348182553114124952008-11-15T09:11:00.000-08:002008-11-15T09:11:00.000-08:00eğer paris'te aşık olsaydım, ve de onunla öpüşmeye...eğer paris'te aşık olsaydım, ve de onunla öpüşmeye kalksaydım eyfel'in kenarında, sanırım içimdeki his aynen böyle olurdu, elimde şemsiye paris'te uçan bir adam gibi.<BR/>her "şey"e anlamını insan yüklüyor. şey'lerden biri de şehirler. insan bu anlamları yüklemekle kalmıyor, bir de başka insanlara bunu empoze ediyor. bunu en başarılı uygulayana kapitalizm amca demiyor muyuz? <BR/>paris'te, istanbul'da, ny'de ya da sf'de insan aşık olmalıdır, aşık olmazsan eksik kalırsın sonra. <BR/>hadriaunus muydu o, sevgilisine bir şehir hediye edip, şehre de sevgisilisinin adını veren... <BR/>genelde bütün fotoğraflar aşk'ı hatırlatıyor, aşk ise istanbul'u, istanbul dedin mi, hadriaunus, sevgilisi ve ona bir şehir armağan edişi... burda keseyim ben artık.<BR/>yazınla ilgili bir konu daha: voltaire ne kadar iyi niyetli bir adammış, hayvanlar konuşsaydı da, emin ol insanlar onları yine keserdi. dünya bunun örnekleri ile dolu...<BR/><BR/>selamlar ve sevgiler...yalnizbiroperahttps://www.blogger.com/profile/04430038143561135834noreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-2335116775669100048.post-22376800455922476432008-11-11T08:28:00.000-08:002008-11-11T08:28:00.000-08:00Sevgili Cousen, blog falan bana ters işler. Tüm ya...Sevgili Cousen, blog falan bana ters işler. Tüm yazılarını gönderdiğin gibi okuyorum ama bu kısmı 2. okuyuşumda farkedebildim :)<BR/><BR/>Yine döktürmüşsün eline emeğine sağlık ama çok kalıpta bizi de burada üzme, hatta gelmemezliği aklından bile geçirme..<BR/><BR/>Kendine çok iyi bakman dileğiyle.Anonymousnoreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-2335116775669100048.post-86842438689803421262008-11-08T14:02:00.000-08:002008-11-08T14:02:00.000-08:00çok geç kalmışım ben bu sefer ve yine eser kimin b...çok geç kalmışım ben bu sefer ve yine eser kimin bilmiyorum. benden önce yazılan yorumların sahipleri cehaletimi kırdı bir nebze teşekkürler ederim.<BR/>o zıplayan abiye (abi dimi, karıştırmıyorum?) bi sözüm var: öyle yağmurlu havada çok hoplamasın zıplamasın koşmasın üstünü başını çamur yapmasın. bak doğa diyoruz, çevre diyoruz, su diyoruz. çamaşır makinesi ne kadar su ve elektrik harcıyor haberi var mıymış ki onun?<BR/>bi de bu aralar ağırlıklı olarak hayvansal gıdalarla beslenen bi insan olarak (BBC/Truth about Food'u izledim de yeniden) yazının asıl kısmındaki linklere bakmıyorum, bakarsam ya açlıktan ölürüm ya da vicdan azabından.SE7INhttps://www.blogger.com/profile/17916163269448253896noreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-2335116775669100048.post-3198112577909002272008-11-08T01:31:00.000-08:002008-11-08T01:31:00.000-08:00pek çok aşka sahit olmuş eyfel kulesi gibi zıplaya...pek çok aşka sahit olmuş eyfel kulesi gibi zıplayan adam da açmış bacaklarını eyfele inat. ama bir fark var arada; biri sonsuza kadar olduğu yerde kalacakmışçasına biri bir saniye daha katlanamayacakmışçasına açmış.s i b e lhttps://www.blogger.com/profile/04120351452586435118noreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-2335116775669100048.post-66984650279996695112008-11-07T01:08:00.000-08:002008-11-07T01:08:00.000-08:00Erwitt'in kendi sozleriyle..."Saniyorum 1950 sonba...Erwitt'in kendi sozleriyle...<BR/><BR/>"Saniyorum 1950 sonbahariydi. Yagmura, soguga ve kirilan semsiyelerine aldirmadan; hayatin onlara getirdigi iyi kotu her seye ayni coskuyla kucak acan bu asik cifti gorunce iyimser bir havaya kapildim. Fotografin ortasinda tum ilgiyi calan ziplayan adam, hem bu iyimserligin hem de benim fotografci olarak, o an, hayatin icinde degil kiyisinda oldugumun bir gostergesi. O adami fotografin ortasina koymakla fotografa bakani da kendim gibi yabancilastirmak istiyorum. Çunku anlatmanin baska yolu yok. Aslinda anlamanin da...<BR/><BR/>Her sanatcinin anlatmakla yasamak arasinda bir secim yapmasi gerektigini hissettigi anlar vardir. İkisini birden yapmak mumkun degildir cunku. Anlatabilmek bir anlamda yabancilasmayi gerektirir. Bedensel olarak hayatin icinde (hatta kalbinde) kalip, ruhen disarda olmayi... Diger bir deyisle ilik duygulardan siyrilmayi... Anlatabilmek icin kalbinin hizli hizli carpmayi birakmasini beklemek gerekir."<BR/><BR/>Mesela dedik:)aslihttps://www.blogger.com/profile/12338341587683216061noreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-2335116775669100048.post-64114923161515842202008-11-05T13:07:00.000-08:002008-11-05T13:07:00.000-08:00Elliot Erwitt, 1953'ten beri Magnum'cudur. (Yenice...Elliot Erwitt, <BR/><BR/>1953'ten beri Magnum'cudur. <BR/><BR/>(Yenicem seni NY!)Anonymoushttps://www.blogger.com/profile/14693229420636287837noreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-2335116775669100048.post-600242526480274312008-11-05T10:29:00.000-08:002008-11-05T10:29:00.000-08:00Bence bu fotoğrafya deliye her gün bayramdır mesaj...Bence bu fotoğrafya deliye her gün bayramdır mesajı veriliyor. Aşıklar beklenenin aksine duygularıyla değil mantıklarıyla hareket eden realist ve çaresiz bir pozisyonda betimlenmişken beriki o kadar pozitif düşünceli ki "ne yağmur, ne rüzgar umrumda değil, kötü enerji beni etkilemez" diyerek arz-ı endam edip bulutlarda ucuyor. Demek ki mutluluğu yakalamanın sırrı nicelikte degil nitelikteymis diye bir sonuca varılabilir, ödevin conclusion'ı olarak.Unknownhttps://www.blogger.com/profile/16556691813823190523noreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-2335116775669100048.post-23325131800558106422008-11-05T08:59:00.000-08:002008-11-05T08:59:00.000-08:00Paris te aşk başkadır ve evlilik aşkı öldürür bura...Paris te aşk başkadır ve evlilik aşkı öldürür buradan hemen kaçayım üstelik üstüme gelmesin diye şemsiye mi açıp uçarak uzaklaşayım etkisi verdi :-)<BR/><BR/>ödevlerimi aksatmam bir de bugün birinci oldum diye kanaat notu isterim bilesin.Ayrıca bir İstanbul lu istanbullu'dur ötesini bünyemiz kaldıramayabilir NewYorker olayım deme.Murat PULAThttps://www.blogger.com/profile/04001662344952440593noreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-2335116775669100048.post-12454323040803191552008-11-05T01:20:00.000-08:002008-11-05T01:20:00.000-08:00Sevgili Altan,Elliot Erwitt abimizin yine muhtesem...Sevgili Altan,<BR/>Elliot Erwitt abimizin yine muhtesem bir karesi degil mi bu? Sevgililerin semsiyelerinin halini gorunce abinin ucma sebebi "yalnizim ama semsiyem saglam" coskusu olabilir mi? Iki kisi olunca; toplamda bir tane etmez iki semsiye onemli degildir Eiffell eteklerinde. Ama yalnizsan yapacak tek sey kendine bir savunma mekanizmasi kurmak ve kucuk seylerden mutlu olup ucmaktir :)))) Ayrica yalnizlik kotu birsey de degildir; birlikteyken yalniz da kalabilecegin birini bulana kadar...Anonymoushttps://www.blogger.com/profile/16008090208248352777noreply@blogger.com